| Englisch | Türkisch | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | very nice adj. | çok hoş | ||
|
They will say, we are going to recover, and that sounds very nice. İyileştirme yapacağız diyecekler ve bu kulağa çok hoş geliyor. More Sentences |
||||
| General | very nice adj. | ballı | ||
| General | very nice adj. | şiir gibi | ||
| Englisch | Türkisch | |
|---|---|---|
| Speaking | ||
| Speaking | that's not very nice expr. | bu pek hoş olmadı |
| Speaking | the weather is very nice today expr. | bugün hava çok güzel |
| Speaking | you're very nice expr. | çok hoşsun |
| Speaking | you seem very nice expr. | çok hoş görünüyorsun |
| Speaking | your home is very nice expr. | evin çok güzelmiş |
| Speaking | your home is very nice expr. | evin çok güzel |
| Speaking | it is very nice to see you expr. | seni görmek çok hoş |
| Speaking | it is very nice to see you expr. | sizi görmek çok güzel |
| Speaking | it is very nice to see you expr. | sizi görmek çok hoş |
| Speaking | it is very nice to see you expr. | seni görmek çok güzel |
| Speaking | very nice to see you expr. | seni görmek ne güzel |
| Chat Usage | ||
| Chat Usage | very nice photo n. | çok hoş fotoğraf |
| Chat Usage | very nice photo n. | çok güzel fotoğraf |
